“SÖZCÜK EVİNE HOŞGELDİNİZ. LÜTFEN GÜVENLİĞİNİZ İÇİN GİRİŞTE SAYILARI BIRAKINIZ."
*bilmiyorduk. Başlangıçta eğlenebileceğimiz bir yer gibiydi sözcük evi.
Uçucu ve kayıtsız sanıyorduk. Ayşe topu at. Bu küçük bir at. Aylar:
ocak, şubat…
-Koridorun başında soldan ikinci oda.
-Teşekkür ederim..
*yürürüm, yürürüm sadece parmak uçlarım değer zemine..(öyle
sanırsın.öyle sanırsın.İsa’nın göğe yükseliş sahnesi koridorun sonunda.
Duvarda. Saçmalık bunlar. Kimse gerçekten çivileninceye kadar bir
çarmıhı önemsemez. Daha kutlu ve ulvi olan hisler, tasvirler
ilgilendirir bizi…)
BURADA OYUNCAKLARI SİZ SEÇERSİNİZ AMA BU; OYUNU YÖNETECEĞİNİZ ANLAMINA GELMEZ.
*Sesler geliyor içeriden. Çok derinden. Şeffaf duvarların arkasından.
Gözlerimi kapatıyorum. Gözlerimi kapatarak onlara saygı duyduğumu
anlamalarını istiyorum. tiz sesler. Engel olamıyorum. duyuyorum bir suç
tanığı gibi. Burası Sözcük Evi.
—Sorduğun, sormayı dileyebileceğin her şeyi cevapladım. Bir bıçağın
parlak ve kırmızı bir meyveyi ikiye bölerken çıkarttığı esrarlı sesleri
duydum. Kalbimin acımadığını söyledim; biraz daha yaklaşabilmen için…
Kuytu ormanından parmaklarının ucuna basarak geldin. Şimdi karşımda
duruşunu, hiçbir sözcüğe ihtiyaç duymayışını beni kendine benzer
kılışınla bile açıklamama izin vermiyorsun. Ve biliyor musun sen de en
az benim kadar parçalanmayı hak ediyorsun.
-Burada beklememelisiniz.duyduklarınıza üzülmemelisiniz.Unutmamalısınız
ki burası bir getto ya da mabet değildir.Dilediğiniz an camı kırıp
burayı terk edebilirsiniz….Dışarıda daha sakin, daha nezih bir
hayatınız, butik cümleleriniz olabilir:
—Ne kadar iyi görünüyorsunuz.
—Hiç değişmemişsiniz.
—Ne kadar güzeliz, iyi giyimli, iyi kokuluyuz nokta
—Gerçekliğin sözcük zemini yerçekimsiz. Atmosfer yitimine yakın bir
hisle elimizde yassı taşlar sek sek oynuyoruz. Ne kadar uçucu… bu yüzden
konuşuyorum. Bu uçucu hafif his ne kadar da güzel, ne kadar da
kullanışlı…Gerçekliğin zihnimde kapladığı yerden daha az yer kaplıyor
işte harfler ve sözcükler…bir kez de hep birlikte tekrarlayalım neymiş.
Gerçekliğin zihnimde kapladığı…..siz katılmak istemez misiniz. Beni
gördü işte. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz.
*Gerçeği söylemek gerekirse gerçeği söylüyorum cümlesi aslında hiçbir
gerçeklik taşımaz.gerçekten bu konudaki kanaatim bunun mümkün
olamayacağı doğrultusundadır.Bu nedenle bana daha fazla şey sormanız
beni sözcüklerin nezdinde daha septik biri yapmaktan öteye gitmez.
—sizi gerçekten anlıyorum bir sonraki odada dev boyutlarda bir Derrida maskı yapıyorlar belki bakmak istersiniz.
* bu gerçekten absürd olur. çok isterim çok isterim. Teşekkür ederim.
Hayalimdeki çocukların okul kitaplarında görmek isteyeceğim kadar güzel.
YanıtlaSilElinize sağlık
Gamaro Dyvon's Blog
teşekkür ederim...yerçekimsiz bir kitap olacağı açık.
YanıtlaSil