Sesleri ve uğultusu dinmiş bir tabiatın kendini incitmiş ve varlığını
bir diğerine adamış iki yaratığı…ayrı düştüğümüz her yer her an bizi
eksik ve yaşamsız kılıyor..birbirimiz üstünde varlık tanımı
aramıyoruz..izlerimizi takip ediyoruz….bir kokuyu ya da ayak izini takip
etmek gibi…..bir süre sonra bir diğerimizin olmayacak olması sadece
birlikte yokluğumuzu vurgulayabilir……
Gezegenin karanlık yüzü bizi bu kuytuya gelmeye zorladı..burada
birbirine dost ya da birbirine düşman olandan fazlasıyız….tabiat kutsalı
vurguladı….kitaplarımızı bırakıp su kıyısında yüzümüzü yıkadık..parlak
güneş…kristal, sudan minik küreler…..ışıldıyor…..sen burayı
terkettiğinde ben tam da senin şu an durduğun noktaya ilerliyor
olacağım…..tekrarlanan eylemlerin sürekliliğe yaptığı vurgu, an
parçalardan oluşmuştur diyemiyorsak bilinmeyen kısmı bütünün ve az sonra
silinecek olan…..yüzüme bir cevap bulmak için bakıyor……cevaplar
sorulardan bağımsız ve şiirseldir diyorum…….
Burada yenilgi yoktur..aziz avcımın bana sunduğu yaşam olanağı takibimde
gizlidir. Büyük cevaplara ihtiyaç yoktur…büyük soruların yanıtları çoğu
kez küçük sıradan ve olağan tekrarlı bir harekette
gizlidir….varoluşumun sırrı bana duyulan yok edilme arzusu
değildir…karşılıklı var oluş isteği..aynı amacın yaşamsal odağı…
Yaklaşıyorum avcıma…..gözlerindeki derin keder beni öldürünce geçmeyecek
ne kötü…bir an, sadece bir an sonsuz mutlu olabilirdik diye
düşünüyorum…..hayır geçmeyecek, silahını güneşte bir kraliyet nişanı
gibi taşıyor..mağrur. bu halde burada ne işi var……avcımı yalnız
bırakıyorum düşünmesi için..türüne ait bir edimle bırakıp onu
burada….türüme ait bir salınımla yerdeğiştiriyorum…..
Gözleri suyun kyısında bir takibi izliyor….benim salınımım onun
bildiği…..ne ben gizleniyorum…ne de o arıyor…..yerdeğiştiriyoruz…üstelik
kimliklerimizle….her seferinde silahı doğrulttuğunda bu tutkuya son
verip vermeme isteğiyle sınıyor kendisini…kederli avcım..gözkıyısındaki
kederle avım olabilecek takibim….gerekçesi hareketimin…..ve gerekçesi
varlığımızın…
derin bir sesle ateşin başında büyülü sözler söylüyor…çağırıyor mu
uzaklaşmam için yalvarıyor mu anlamak güç….yaklaştığımı biliyor…
fısıldıyorum, karanlıkta gölgeli ormanın uğultusu karışıyor sesime
fısıldıyorum, bana olaslıklarımı sunan bir diğerine sayılarla kuruyorsa
bir evreni kusursuzluğa ulaşmak zorunda olması gerektiğini
fısıldıyorum, derisinden sıyrılırken duyuyor beni bir başka orman yaratığı
fısıldıyorum, burada uykuya yakın takipten azadeyim…..karanlıkta
birlikte soluyoruz…aynı anda uyumak tek dileğimiz……varoluşumun
bilgilerini taşıyor beni sana yakın kılan takip. Gözgöze geliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder