sonsuz çemberler çiziyorduk. İç içe… Her defasında daha çok daralan,
daraldıkça detaylanan… Koşuyordum. Kaçmam gerektiğini düşünüyordu. Oysa
sadece koşuyordum. Erki hissetmek istiyordu. Saygı duyuyordum. Zaten çok
sıkılmıştım. Bir av gibi ölmemin ikimizi de çok mutlu edeceğini
düşündüm."
AV II
Çünkü takip ediyordum. Onu takip ederek geldiğim yer bir tesadüften
çok; onun, olmamı istediği yer. Bunu biliyorum ve nasıl kendini avından
ayırır bir avcı asıl sorun bu. İç içe geçen iki çemberin kusursuz ahengi
içinde sanırım kayboluyorum, sanırım yeniliyorum ve sanırım derimi
yüzüp sıcak karnıma elini sokup kemiklerimle gece ateşin başında eski
bir ritüelle hades'i ziyaret eden o olacak ve kesinlikle kurtarmak için
gideceği ruh benim ruhum olmayacak. Bunu biliyorum.
—Sanıldığı kadar görünmez değildir kuytu bir ormanda gece. Gecenin
içindeki tehdit. Kan ve ter kokusu. Tiz kahkahalı tekinsiz bir gezinti.
Sanıldığı kadar değildir.-
Gece, ne kadar da büyük bir korku ve özenle dinlenirdi sesler.
Karanlıkta hiçbir ses tanıdık değildi ve tanıdığımızı düşündüğümüz
sesler kesinlikle tanıdığımız varlıklara ait değildi. Muhteşem karmaşa.
Ve ormanın kuytularında avcılar kuşların yuvalarını dinleyerek
buluyordu. Susmayı öğreninceye kadar ölmek gerekiyordu, yaşayabilmek
için türünüzün bir an önce öğrenmesi ve de…
Gerçekliği, içine git gide küçülen dairelerle çeken dip akıntısı.
Korkacak bir şey olmadığını söylemek sanırım yersiz olacak. Ama öyle.
İlkel olanın, zihninizin ve bedeninizin sınırları içinde varlığını
sürdüren uyuma(-ki bunun için uğraşmıştık. Bilginin verdiği acıdan haz
alışımız bu uyum içindi.)saldırdığını düşünüp vahşet anınıza bilgece bir
tavır takınarak bakmanız korkunç değil komik olabilir ancak.
Bunu öğrenecektik.Ormanın derinliklerinde dönüş yolunu bulabilmek
için kusacaktık.kusacaktık…ve takip bittiğinde kesinlikle ölmek
isteyecektik……………………………………………………….
"sizi daha önce görmüş olmalıyım. Sizi de.
Daha önce de burada olduğuma dair izler var burada…sadece anımsamıyorsunuz beni.."
İşaretleri nasıl okuduğunuz, yorumladığınız ve ne kadar doğru takip
ettiğiniz önemlidir. Sizi üzmek istemeyiz ama takip daima izafidir.
Siyah leoparımın ardından ilerliyorum ormanın derinliklerinde. ona
ulaşmalı ve şöyle demeliyim: kararlı salınımlarla döndüğüm ve çemberimi
çizdiğim ateşe bilincimi değersiz ama çok değersiz ve kesinlikle bütün
olmayan bir emanet gibi sunmak istiyorum.ne kadar da ince sınırımızı
çizen, bizi birbirimizden ayıran çizgi.bir adım daha atarsam sen
olacağımı hissediyorum.izin vermiyor ilkel asaletin,daima geri çekilmek
zorunda kalan ben oluyorum ve biliyor musun anlamayı istemek senin
yaratılışından çıkartılmış
Kan kaybetmeliyim. Kan kaybetmeli ya da. İzini sürmeliyim. ve kabul
ediyorum tüm olacakları. Şiddetimin gerisinde yok oluşumdan alacağım haz
gülümsüyor. Sonsuza dek acı çekmek için tanrı olmak gerek. Sonsuza dek
acı çekmek için tanrı olmak.(ilerliyorum kuytu ormanımda)sonsuza dek acı
çekmek için tanrı.(bir adım daha atınca birleşecek tüm eksik
parçalar)sonsuza dek acı çekmek için.(biliyorum)sonsuza dek acı.(bir
adım daha)sonsuza dek.(ayaklarımın altından kayıyor
yeryüzü)sonsuza.(düşüyorum)…Göz göze geliyoruz. Saldırmıyor bile.
Kuşkusuz kaçabilirdim, kaçmayı deneyebilirdim,saldırabilirdi
,yenilebilirdim, kısa ve huzurlu bir son olabilirdi.koşuyorum.koşuyorum.
Koşuyorum(ayak bileklerimden öç alıyor çalılıklar )
Koşuyorum(göğsümde hırıltıyla takip ediyor sesim beni)
Koşuyorum(hırıltıyla takip ediyor başka sesler beni)
Koşuyorum(karanlıkta gölgeler yolumu kesiyor)
Koşuyorum(bir rakun öfkeyle ortasından geçiyor koşumun)
Koşuyorum(karanlıkta her şey bir çift göz)
Koşuyorum(kendimi izlediğimden şüphelenerek)
……………………
Çember.kusursuz geometri.çiziyorum.iz bırakmak.hiç de akıllıca
değil.iz bırakmak sizi ölümsüz kılmaz.takibinizi ve öldürülüşünüzü
kolaylaştırır.çünkü emin olun izinizi süren daima sizden daha
bilgedir.Ve ayırıyorum kendimi izlerimden.gizliyorum henüz hiç tanığı
olmayan parçalarımı.kendimden gizlenerek av ya da avcı olandan
kaçıyorum.hangisi?.uzun,kaygan ve kesinlikle ilkelin yitirilişinin son
ve en büyük zinciri olan dilimi kopartıp yadsıyorum kusursuz ve
parlak,ancak tabiatın bir yedeklemesi olabilecek yapay
gerçekliği.koşuyorum.ayaklarımın altından kayıyor yeryüzü.bir avcı
silahını doğrultuyor uzakta sadece elleriyle asla öldüremeyeceği
avına.sesini duyuyorum avcımın.geceyi ter ve sıcak bir koku ikiye
bölüyor.koşuyorum.gücümün ve acizliğimin.gücümün ya da acizliğimin
sırrına ererek ölmeyi ya da öldürmeyi diliyorum.
Kıpırtısız ve endişeli
Kıpırtısız ve korkak
Kıpırtısız ve ümitsiz
Kıpırtısız ve sakin
Kıpırtısız ve dingin.sonsuz dingin. Daha önce öldürdüklerimi anımsıyorum ansızın.
güzel sözlerle öldürülerek değerli olduğunu düşünmeyi son ana kadar
isteyebilecek denli zavallı olduğunu derinden bilen avların başka
vakitler başka yerlerde,şiddeti sonuna dek kullanmak avcılığın
vazgeçilemez kuralıymış gibi avları üzerinden rüşt ispatlayarak gövde
gösterisinde bulunuşları nasıl açıklanabilir.ve her şey ne kadar da
süslü,naif bir katliama dönüşürken.karanlık ve gürültülü kuytularına
çekilebiliyor oluşları……
Çekiliyorum bir kez daha geriye.daha geriye.beni olmamış kılacak
hattın gerisine.var oluşa ait tüm algılarımın silinişini
izliyorum.kutsal bir suda.suda halkalar oluşturan bir taş gibi zihnim.
Karanlık.Hızla geriliyor bir damar incecik.sinir uçları arasında hızla
gidip gelen yıkıcı güç..Hiddetin ve şiddetin ince çizgisinde beni sonuma
götürecek avcımın izini sürüyorum.izler..kelimeler.kelimeler.
Kelimeler izler
Kelimeler dinler
Ve asla anlatmazlar.
siyah ve bu son kuytuda şimdi ben bir öncekiyim ve çağırıyorum
gelecekten sonumu.bu kuytuda beklediğim; bir kurtarıcı değil.ağır ve
kararlı salınımlarla gözlerime bir sır veriyormuş gibi bakıp bu sonsuz
eksilişi dindirecek olan.
Bir tapınağı ve o tapınağa ait kutsalı terk ettim ve çağlar öncesine
ait bir hayvanın sesiyle ağlayarak lanet olası avcımın beni bulmasını
bekliyorum.kesinlikle buradan başka bir yere gidecek değilim.
Karanlık ve kalabalık bir uykudan çıkıp gelmis gibiydi yüzü. Daha fazla kaçmak için nedensizdim….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder