17 Nisan 2013 Çarşamba

Aziz Kırılış/I-KaÇ Aziz kAç

Zihne bir el yardımıyla yapılan müdahale. 48 saat. Sonra korkmanız yersiz. Sonra siz eve gidip uyusanız daha iyi olur. Bize burada çok iyi bakacaklar. …
Yüzlerce olasılık içinde birinin kararlı seyri ve kontrollü salınımı sonucu şu an yattığım yatak bu yatağın kenarına iliştiği pencere ve pencereden görünen dışarısı ve ismime gelen ilaçlar. İsmime gelen ama içeriye alınamayan bu sebeple yalnız kartlarını gördüğüm çiçekler…
…………falan filan. En kısa zamanda.
…………lütfen iyileş..
…………seni çok seviyoruz..
…………Doğumgünüme yetiş.
………….nikahımızda sizi de aramızda
…………çocuğun sünnetine yetiş…(yok artık)
Aziz lütfen iyileş. Komik. Israrla bunun sizin elinizde olduğunu düşünüp biraz daha gayret. Ha? Diyen insanlar durumun ciddiyetiyle doğru orantılı olarak gizliden gizliye sizi suçlayıp (kendinize iyi bakmadığınızı düşünenler kalabalığı, sigara içtiğiniz için sizi kınayanlar kalabalığı, alkol aldığınızı , spor yapmadığınızı , yüzde bilmem kaç doymuş yağ oranlı margarin kullanmadığınızı, gece geç yattığınızı, tatile az çıktığınızı, yeterince nazik olmadığınızı, konuşmadığınızı, birisine senin için seviniyorum demediğinizi düşünenler kalabalığı) açıktan açığa sorgulayan ve çoğu kez cidden çok sinirlenmenize neden olanlar kalabalığı.
- Ama kaç kez sormuştuk kaç kez söz vermiştin Aziz.
Tamam. Adım Aziz ve bu bir hasta yazısı falan olmayacak. Yani bu bir yazı da olmayacak (çünkü şu an iki elimden biri dirsekten diğeri de bilekten kırık. Sağa ve sola dönebilmek için yardım alıyorum. Boynum destekli yani yazı imkansız. Öte yandan buna yakın bir haldeyken resim yapan Frida’yı düşünecek olursak yeterince azimli olmadığım için kendimi kınamak durumunda kalıyorum ama yine de bu bir yazı olmayacak) Bu halde olması gereken ben değilim ve bu cümlenin Tanrım niye ben cümlesiyle ilgisi yok. Gerçek olan bu. 48 saat bilinç kaybıma ve vücudumda sayısız kırığa neden olan adamların gerçekte bu hale getirmek istediği ben değildim ve eğer buradan yürüyerek, ellerimi kullanarak, boynumu hareket ettirerek vs. çıkmayı başarırsam gerçekte aradıkları sevgili arkadaşımı onlardan önce bulacağım ve beyler pardon, sizi, ama şiddet neyi çözer ki…….
43 yaşında erkek, bilinç kaybı, kırıklar, kırıklar , kırıklar…
birileri bu adamı fena halde kırmış. Kötü şaka kötü mizah (gülen adamlar) Kahve ister misin?
Hikaye
Kahramanlar:
43 yaşında erkek, Aziz
36 yaşında erkek, Arkadaş
Sahne I
Bunları anlatmanız yersiz. Bu hiçbir şeyi değiştirmez. Biraz daha incir rakısı ve sonra kalkıp gitmeler… bu işte. Hepsi ve gerçek olan birazdan gidecek olmanız.
Parmaklarının ucuyla tuttuğu, onu tutarken nefes almayı unuttuğu sepya renkli kağıda dalgın, gözlerini kısarak ve mütebessim bakarken orada olmayacaktım. Bundan kesinlikle emindim ve bu takriben 25dakika demekti..
Bir anlamı olmadığını söylemeyi ve bana siz demeyi kes.
Nasıl isterseniz
Tanrım. Peki. çok az vaktimin olduğu doğru ve bu kısacık zamanı da senin kelime oyunlarınla harcayacak değilim inan bana.
İnanıyorum.
Lütfen biraz daha düşün. Nerede unuttun.
Unuttuğum yeri biliyorum, hatırlıyorum, bunun için düşünmeme gerek yok.
Eeeeeeee
Size söylemek istemiyorum.
Çok güzel. Başa dönüyoruz.
En sevdiğim şey.
Bana bunu neden yapıyorsun.
Size hiçbir şey yapmamak konusunda kesin bir söz verdim.
Kime.
Önemli değil. Ayrıca tanımazsınız.
Aziz
…….
Aziz, hadi ama, senin bir işine yaramaz ki, üstelik latince’nin ne olduğunu bile bilmezsin sen.
Doğru.
O zaman…?
Ama varlığını bilmek, resimlerine bakmak hoşuma gidiyor.
Yine var olacak..
Ama size vermem gerekecek onu.
Ne zararı var. Ben senin…..
Lütfen şişeyi uzatır mısınız?
Azizcim bak insanlara söz verdim.
Aziz—cimmm
Of ya of
Size de iyi günler .
Hala vaktim var.
(saate bakarak) doğru. 12dak
Hayır anlamıyorum niye bu inat.
Anlamıyorsunuz.
Ya ne işine yarayacak senin.
Ne kadar faydacısınız.
Kusura bakma faydalı olan eğer 48saat içinde adamlara istediklerini götürmezsem yüzecekleri benim derim. Evet. Faydalı olan bu.
İş o kadar ciddi diyorsunuz yani.
Ya aziz şaka yapmıyorum. Lütfen…
Düşünmeliyim.
Unutmadım demiştin.
Söyleyip söylememek istediğimi.
Harika.
Bugün olmaz ama
Tamam . yarın?
Belki.
Tamam canım. Yarın yine burada ne dersin?
Tamam canım.yarın yine burada..
Sanırım artık gitmeliyim.
Evet.
Lütfen canım. Lütfen.
Size de iyi günler….
Sahne II
Tamam canım. Yarın yine burada. Demiş olmasına karşın 36 yaşında erkek, arkadaş kalkar taş meyhaneden çıkar saatine bakıp ileride ağaçların oradaki 4 kişiye miyop gözlerini kısarak eliyle 5 dakika işareti yapar. Sonra o dört kişi meyhaneye girer Aziz’i tanıyor olmaları ilginçtir. Masaya otururlar. Bak güzelim sen bizi daha fazla uğraştırmayacaksın emaneti vereceksin biz güzel güzel gideceğiz bir de kavun söyleyeceğiz sana sen de güzel güzel rakını içececeksin.
-meyve rakısı içiyorum zaten.
- hı??
- İncir rakısı diyorum. Yanında bir de meyve abeste iştigal olur.
-abi bu adam deliye yatıp uyutacak bizi.
Arkadaştan 5 dakika sonra içeriye giren 4 kişi Aziz’i hayatında daha önce deneyimlemediği, görsel hafızasında bile kaydı bulunmayan bir şiddetle fena halde incitir.
AZİZ : 43 yaşında, erkek, bir devlet dairesinden malulen emekli (emekli olduğuna göre söylemekte mahsur olmayacaktır sanıyoruz, tapu kadastro!) Aslına bakılırsa tapu kadastrodan malulen emekli tek insan olduğunu düşünüyoruz biz. Sözcükleri, kitap sahaflarını, balık pazarını bir de incir rakısını pek sever.
Nasıl yani? Bu kadar mı?
Ne, bu kadar mı?
Sevdiği şeyler toplamı?
Böyle bir toplam olduğunu kim söyledi sana.
Ne bileyim insan yine de ulvi amaçlar falan yakıştırıyor insana, büyük hisler, bağlılıklar..
Balık pazarına ve sahafa sürekli gider ama
Neyse ya neyse
Bence de neyse
Kahraman mı?
Nasıl yani?
Hikayenin kahramanı mı olacak?
Kahraman nitelikte olduğu pek söylenemez ama çalışıyoruz.
Anlıyorum
Eminim
….
Devam edelim.
Arkadaşının kendisine ait olmayan, hiç olmamış ve aziz’in tutumuna bakılacak olursa hiçbir zaman ait olamayacak bir şeyi kendisininmiş gibi satması ve elde ettiği kazancın mutluluğunu ticaret yaptığı adamların hiddetinin bölmesi üzerine gerçekle yüzleşmesi zavallı aziz’in hastane sahnesine taşınmasına neden olur.
Zavallı mı? Bu da ne demek?
Yani hiçbir şeyden haberi olmayan.
Habersiz yani.
Yani kaçamayacak şekilde sıkıştırılan, çaresi olmayan.
Çaresiz?
Tamam düzeltelim.
……. Durumdan habersiz aziz’in hastane sahnesine taşınmasına neden olur.
Kavgadan dakikalar önce aziz’in elinde tuttuğu kağıt Dioskorides’in Materia Medica’sının bir kopyası olduğu düşünülen yazmaya ait bir sayfadır. Eserin maddi değeri simsarların iştahını kabartırken azizin ölümüne dayak yemesine neden olansa esere gizlendiği varsayılan ölümsüzlük formülü, bitkisi, karmasıdır. Öte yandan sahafın ölümünün ardından siyah bir cilt bezine sarılmış olarak aziz’in sipariş ettiği kitapların arasına karışmış aziz’in kesinlikle sipariş etmediği fakat artık çok sevdiği bu yazma içinde ölümsüzlüğün sırrını saklar mı bilinmez ama aziz’e çok dert açacak gibi görünmektedir…biraz dinlenmeli, kemikleri iyileşmeli, yazı yazabilmeli ve sahafa tekrar dönmeli…geçmiş olsun. Geçmiş olsun.
-devam edecek:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder