Jean Genet/Açık Düşman-ŞİDDET VE ZORBALIK
(...) "Şiddet ekonomik bir potansiyeldir." Şiddet daha yukarıda yer alıyormuş gibi tanımlandığında veya betimlendiğinde, zorbalığın ne olduğunu söylemek gerekir: özgürlüğe son veren ve bunu özgür bir gerçekleştirme edimini inkar etme veya durdurma isteğinden başka sebep olmaksızın yapan teatral hareket veya hareketler. Zorbaca hareket özgür bir edimi kıran harekettir. (...) Zorunlu şiddet örneklerinin sayısız olması gibi, zorbalık olayları da sayısızdır çünkü zorbalık her zaman şiddetin karşısına çıkar. Gene, hayatın ta kendisi olan kesintisiz bir dinamiğin karşısına demek istiyorum. Zorbalık en beklenmedik biçimlere bürünür, ilk anda zorbalık olarak ortaya çıkarılamayan biçimler: düşük kiralı toplu konutların mimarisi, bürokrasi, kelimenin-gerçek ya da bilinen anlamda- yerine rakam koyma, trafikte yayaların yavaşlığına oranla hıza verilen ayrıcalık, makineyi kullanan insana göre makinenin üstünlüğü, adetlere üstün gelen yasaların düzenlenmesi, cezaların sayısal artışı, herkesin çıkarına olan bir bilgiyi engelleyen gizli tutma alışkanlığı, karakollarda tokatın yararsızlığı, polisin esmer tenlilere sen diye hitap etmesi, bahşiş karşısında dalkavukça yerlere kadar eğilme, kaz adımlarıyla yürüme, Haipong'un bombalanması, kırk milyonluk Rolls-Royce...Elbette ne kadar sayıp döksek, zorbalığın büründüğü ve kendini onlar aracılığıyla dayattığı çok çeşitli görünümleri andıran olayları tüketemeyiz. Ve devrimci şiddetin sürdürdüğü hayatın tüm o kendiliğinden şiddeti, örgütlü zorbalığı mat etmeye ancak yetecektir (j. Genet, Açık Düşman, Metis Yay.1994, syf:76-77/exlibrisMarsseh)
Marsseh: Bugün zihnimin gürültüsüne tezat sakin sessiz okumamı bu sayfalar uzun süre düşünmeme neden olacak şekilde böldü..Bir adam hırsız, Fransız edebiyatının lanetli yazarı, Hizmetçiler, Balkon gibi müthiş oyunların yazarı günlerdir süren 68 ruhu mu , yeni bir 68 mi tartışmasından, son olan olaylarda polisin kontrolsüz ve orantısız güç uygulamalarından, iktidar erkinin zorbalığına kadar şiddeti bir kez daha düşünmeme yardımcı oldu. Genet bu makaleyi 1977'de Le Monde'a ilk sayfadan yayınlanmak üzere gönderdiğinde Fransa oldukça karışmış. Ve yine aynı makalede Genet; polisin görevleri ve Özgürlükler Ülkesi(!) Amerika ve zorbalığı hakkında Ulrike'nin sözlerine yer vermiş. izninizle onu da alıntılamak istiyor ve her türlü şiddet içermeyen (kendiliğindenlik ve muhalefet içeren) özgürlük eylemine yöneltilen şiddeti, bu şiddeti haklı çıkarmaya çalışan zorbalığın kapital ve didaktik duruş ve söylemini kınıyorum.
(...) Polisler, psikoljik savaş taktikleriyle, gerilla eyleminin ayakları üzerine oturttuğu olayları tersine çevirmeye çalışıyorlar. Şöyle ki devlete tabi olan halk değildir, devlet halka tabidir; çokuluslu hisse senedi ortaklığına dayalı şirketlere ve onların fabrikalarına ihtiyacı olan halk değildir, halka ihtiyacı olan o pislik kapitalislerdir; polisin amacı halkı suçlulardan korumak değil, emperyalist sömürücülerin düzenini halktan korumaktır, halkın adalete değil, adaletin halka ihtiyacı vardır; bizim burada Amerikan birliklerinin ve tesislerinin varlıklarına ihtiyacımız yok, Amerikan emperyalizminin bize ihtiyacı var. Kişiselleştirme ve psikolojileştirme yoluyla, kendi oldukları şeyi bizim üzerimize yansıtıyorlar: Kapitalizm antropolojisinin kalıpları, maskelerinin, yargıçlarının, savcılarının, gardiyanlarının, faşistlerinin gerçekliği: Kendi yabancılaşması içinde kendinden memnun, sırf başkalarına işkence ederek, ezerek, sömürerek yaşayan, varoluşunun temeli mesleki başarı, terfi, diresek oyunları, başkalarından yararlanma olan; Üçüncü Dünya'daki ve buradaki birkaç milyar insanın yoksulluğundan, sömürülmesinden, açlığından ve sefaletinden zevk alan bir pislik (j. Genet, Açık Düşman, Metis Yay.1994, syf:80-81/exlibrisMarsseh)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder